Prof.Dr
Mehman MUSAOĞLU
Avrasya'nın
birçok bölgesinde her yıl Mart ayının 21-23. günleri. Nevruz
Bayramı , olarak kutlanmaktadır. Türk Dünyasında ve Nevruz
Bayramını kutlayan İslam ülkelerinde "yeni gün"
anlamına gelen Nevruz 'un bir bayram olarak kökeni, dolayısıyla
ortaya çıktığı tarihi mekan tartışmalıdır. Şöyle ki; Nevruz'
un Ortadoğu'da, eski Mezopotamya'da ortaya çıktığı görüşü
ileri sürülmektedir(www.bakupages.com/ 23.01.03). Ve söz konusu
görüşten hareketle Nevruz un ortaya çıkışı, önce Zerdüştlük
inancıyla ilişkilendirilmektedir. Sonra ise ona İslami bir
boyut da verilmekte ve hatta Nevruz Bayramı, bir "bağımsızlık
günü olarak da kutlanmaktadır" (www.alewiten.com/nevruz
kavrami.htm# ftnl 23.01.03; A,sa 2000). Oysa herhangi bir
semavi dine ve milli bağımsızlık hareketine bağlı olmayarak
ortaya çıkan ve beş bin yıldır kutlanmakta olan Nevruz Bayramının
Orta Asya'da daha , milat öncesinden konar göçer bir toplum
olarak hayatlarını sürdüre gelen Türklerin kullandığı 12 hayvanlı
takvim ile bağlantılı olduğu da herkesçe bilinen ve kabullenilen
bir gerçektir. 12 hayvanlı takvimin ise, her şeyden önce tüm
Avrasya'da kir ekonomisinin temellerini oluşturan, göçebe
ve yerleşik yaşam tarzlarını bir arada sürdüre gelen ve buna
bağlı olarak da doğaya; toprağa. suya, güneşe vb. çok yakın
olan ve zamanında İslam öncesi Gök Tanrı inancını benimseyen
Türklerce hazırlandığı varsayılmaktadır. Böylece Nevruz Bayramının
bu uzun süre içerisinde çeşitli adlarla adlandırıldığı, ilkbaharın,
hatta yazın ilk aylarının çeşitli günlerinde kutlanıldığı
Nevruz Uygulamaları'nda ise, bölgesel farklılıklara ve yerel
toplumsal isteklere bağlı olarak ayrı ayrı Nevruz mitolojilerinin,
dini inançlarının, gelenek ve göreneklerinin geliştirildiği
gözlemlenmektedir. Ama bütün bunlara rağmen, Nevruz Bayramının
doğaya bağlı olan temel simgelerinin, her şeyden önce renklerinin
ve doğanın canlanmasını gösteren diğer etkenlerinin yanı sıra,
onda ifade olunan hayat ve insan sevgisinin de değişmediği
ve bu etkenlerle iç içe yaşayarak süregelenlerin ise, söz
konusu Bahar Bayramının tüm dünyaya yayılmasında daha etkili
olduğu da vurgulanmalıdır.
Bu
bağlamda Nevruz Fay Hattı' nın Orta Asya'da kırıldığı ve Nevruzlun
tüm dünyaya hem coğrafi, hem de kültürel olarak buradan yayıldığı
düşünülmektedir. Bilimsel literatürde de bir "Bahar Bayramı
olarak tanımlanan" (Seyidov 1990) Nevruz'un, tüm Türk
Dünyasında çok geniş bir biçimde kutlanılması Nevruz konusunun
ise, hem genel Türk mitolojisinde, hem de sözlü ve yazılı
edebiyatımızda azami bir ölçekte yer alması da söz konusu
görüşü desteklemektedir. Türk Cumhuriyetlerinde bağımsızlıktan
hemen sonra Nevruz' un bir milli halk bayramı düzeyinde ilan
edilmesi ve kutlanması ise söylenenlerin resmi bir kanıtıdırr.
Azerbaycan'da
Nevruz Günü Kız Kalası Önünde
Yakılan Nevruz Ateşi(solda)
Türk Dünyasında Nevruz Bayramı
Türk
Dünyasında Nevruz kutlamalarının içeriği ve ifade ettiği simgesel
anlatım hemen hemen aynıdır. Fark yalnızca, çok geniş Türk
dili konuşulan coğrafyada bayram kutlamalarının çeşitli uygulamalarında
ortaya çıkar. Sözgelimi Azerbaycan' da Nevruz Bayramı yaklaştığında
onun kutlanılması hazırlıklarına başlanır. 21 Mart'tan önceki
haftanın son Çarşamba günü de özel Nevruz Arifesi olarak kutlanır.
Ayın 21'inden başlayarak 3 gün bayram edilir. Genel törenler
ise Nevruz Arifesi Çarşamba gününden başlar: Kosa-kosa, Papak
Atma, Anabala, Diredöyme gibi ilginç halk oyunları vb. oynanır.
Evlerden hediyeler alabilmek için kapıdan veya bacadan torba
atmak veya ,şal sallamak, ateşin üzerinden atlamak, yumurta
boyamak veya tokuşturmak, yeşil semeni, yani cücertilmiş buğday
vb. Nevruz Bayramında ve önceki Çarşamba günlerinde yapılan
Nevruz geleneklerindendir. Azerbaycan'da kutlanılan Nevruz
Bayramlarında bir başka görülmeye değer olaylardan biri de
Nevruz sofrasıdır. Nevruz sofrasında ne olmaz ki? Azerbaycan
mutfağının en güzel yemekleri. Özellikle de pilavları! Parça
döşeme pilav, Levengi pilavı vb. Aynı zamanda çeşitlili baklavalar,
şekerbura, ,seker çöreği ,şor goğalı, bayram sofralarını,
kent ve kasabalarda gezi ve dinlenme yerlerindeki köşkleri,
mağaza vitrinlerini bile süsler.
Nevruz
Bayramı Kazaklarda 21 Mart'tan itibaren büyük bir coşkuyla
kutlanır. Nevruz'dan önce evler temizlenir, herkes en iyi
elbiselerini giyer, koyun, sığırr, deve ve at keser. Büyük
kazanlarda köce (katı peynir, buğday, darı gibi yedi çeşit
gıdadan oluşan çorba) adı verilen Nevruz çorbası içilir. Kökpar
(Gök Börü oyunu), kız kuvuv (Kızın erkeği kovalaması oyunu),
böyge (At yarışı), güreş, canbı almak, gümüş almak vb. sportif
ve halk oyunları oynanır.
Nevruz
Bayramından beş altı gün önce, her Türkmen ailesi eşyalarını
dışarı çıkarıp temizleyerek hazırlığa başlar. Evlerdeki temizlik
insanlarda da görülür. Yeni yılı temiz karşılamak için yıkanmak
da şarttır. Bir başka hazırlık da, yeni yılı yeni giysi ile
karşılamaya yöneliktir. Eğer dikkat ederseniz, Türk halkları
içerisinde kendi milli giysileriyle en fazla farklılık gösteren
de Türkmenlerdir. Burada rahmetli Türkmen profesörü dostum
Kumman Sarıyev'in bir özdeyişini söylemeden edemiyorum. Rahmetli
biz bir araya gelince hep şöyle derdi: "Azerbaycanlıların
dili, Türkmenlerin giysisi, Özbeklerin takkesi."
Özbeklerde
Nevruz sofrasına "s" harfi ile başlayan yedi tür
yemek koyma geleneği vardır. Bu bayram yemekleri; "samsa,
sebzi, seb, sümelek, sedana, sevyağ ve süt"ten oluşur.
Yine bu sofraya "s" harfi ile başlayan yedi tür
baharat koymak şarttır. Bunlar; "sebzi, sepand (taşbagatal),
sib (elma), sir (sarımsak, piyaz), sirke, seter (taşçöp),
sumah (tatum)" tohumlarından çıkan baharattır. Nevruz
Bayramı kutlamalarında, Özbeklerde ve Uygurlarda en çok ilgi
çeken Nevruz sofrasının zenginliği, çeşitli yemekve tatlıların
hazır bulunmasıdır. Bu ise düşüncemize göre erken yerleşik
Türk kültürünün bir belirtisi olsa gerek.
İşte,
halkların büyük göçünden önceki erken göçebe yerleşik Türk
kültürünü oluşturan tüm unsurlar (Atla oynanan çeşitli sportif
oyunlar, dilek bildirmeye bağlı olan en eski gelenekler, renkler
ve onların anlamlan vb.) ve İslamiyet'in kabulünden sonraki
genel Türk mutfağı ve halk tiyatrosu oyunları ve büyük Avrasya
coğrafyasındaki insanların yaşamsal geleneklerinin her sene
Nevruz'da canlandırılması; Nevruz'un bir halk bayram düzeyinde
bütün Türk Dünyasınsa büyük bir coşku ile kutlanmasının temel
nedenidir. Bundan başka ifade kullanım unsurları erken göçebe
yerleşik kültürünün yanı sıra, İlk Türk Ön Türk mitolojisine
kadar uzanan Nevruz kutlamalarındaki temel bayram simgelerinin
renklerine de bir dikkat edin: Yeşil semeni, kırmızı boyanmış
yumurta, çeşitli kırmızı, sarı, mavi giysiler vb. İşte kıtmızı,
sarı, yeşil, mavi ve beyaz gibi renklerin anlam ve görüşlerinin
bugün şu veya bu biçimde bağımsız Türk Cumhuriyetleri bayraklarına
yansıması da Nevruz' un bütün dünya Türklerinin bayramı olduğunu
ifade eden tipik bir örnektir. (Musa oğlu 2002).

Sözlü
ve Yazılı Edebiyatımızda Nevruz Bayramı
Nevruz
Bayramı konusu, her şeyden önce genel Türk mitolojik düşüncesinde
(Eski Türklerin Ergenekon'dan çıktığı mitolojik gün olayıyla;
Şaman, Hızır, Toprak Ata, Su Ana. Kurt vb. mitleriyle) geniş
yer almaktadır. Bunun yanı sıra Nevruz Bayramı, Türk halkları
edebiyatında bir konu olarak daha ilk ansiklopedik Türk lügati
olan Divanu Lügatiti't-Türk'te işlenmiştir. Türk halklarının
Nevruz bayramına bağlı olarak gelişen hem etnolojik, hem de
milli özellikleri ise, eski Türk şiirinin temel şekillerinden
biri olan tirada (monolog) biçimindeki ritmik tonlama ile
ve tekrarlanan sözdizimsel paralellikle sıralanan Nevruz şarkılarında
ifade olunmaktadır. Sözgelimi Azerbaycan Türkçesinden:
Heceler,
hüceler
Uzanır gündüzler,
Gısalır geceler,
Sallanar torbalar bacadan.
Uşaglar pay ister ucadan
- Hanım bacı dursana
Torbanı doldursana
Gonağı yola salsana
Torbaya payı salsana
Verenin oğlu olsun.
Vermeyenin kor gızı.
Irak'ta
yaşayan Türkmenlerin hoyratlarından:
Baharda
Güller açar baharda
Men bir güzel seçmişem
Bu baharda, o harda?
Ritmik
tonlama ve sözdizimsel paralellere göre sıralanan; aliterasyonlu,
hece ölçülü şiirde Nevruz konusunun en güzel işlenişine, Türk
halkları edebiyatından örnek olarak Memmedhüseyin Şehriyar'ın
"Heyder Baba'ya Selam' manzumesi gösterilebilir.

Nevruzun
sembolü semeniler,Nevruz Günü Meydana Dizilimektedir(üstte)
İşte
söz konusu tüm Nevruz gelenekleri; çocukların duygu ve düşünceleri,
insanların sevinç ve heyecanları, dolayısıyla Azerbaycan Türk
mentalitesinin etnolojik ve milli özellikleri, şiirsel halk
öyküsünün en güzel anlatımı olarak, büyük ,sairin "Heyder
Baba'ya Selam" manzumesinde ebedileştirilmiştir. Örneğin:
Şal
istedim men de evde ağladım.
Bir şal alıp tez belime bağladım,
Gülamgile gaçdım şalı salladım,
Fatma hala mene çorap bağladı.
Hannenemi yada sahip ağladı.
Veya:
Bayram
idi gece kuşu ohurdu
Adaklı gız bey çorabın tohurdu
Herkes şalın bir bacadan sohurdu
Ah ne gozeL hayda hayda şal sallamak,
Bey şalına bayramlığın bağlamak (Musaoğlu 2002).
Nevruz
konusu, Türk divan edebiyatında da işlenilmiştir. Sözgelimi
Türk büyüklerinden biri olan Türkmen şairi Mahtumkulu'nun
şiirinde de Nevruz konusu ele alınmaktadır:
Gelse
Novruz aleme, reng kılar cahan
peyda
Ebrler ovaz urup, dağ kılar duman
peyda,
Bicanlar cana gelip, açarar zıban peyda
Goğermedik gayalar, göğerip zovan
peyda
Nevruz
Semenileri,
Karanfiller ve Yiyecekler(solda)
Sonuç
Bugün
Nevruz olarak adlandırılan Bahar Bayramı, bağımsız ve özerk
Türk Cumhuriyetlerinin, Topluluklarının yanı sıra İslam aleminde
ve hemen hemen tüm Avrasya'da çok geniş bir coğrafyada kutlanmaktadır.
Türkiye'de de soğuk savaş tehlikesi sona erdikten ve Dogu
bloku çöktükten sonra Nevruz Bayramı, yüksek bir düzeyde kutlanılmakta
ve her yıl söz konusu bayrama ilişkin çeşitli etkinlikler,
sempozyumlar ve Nevruz bilgi ,şölenleri düzenlenmektedir.
(Nevruz ve Renkler 1996).
Dünyanın diğer bölgelerinde de baharın gelişi, dolayısıyla
doğanın canlandığı ilkbahar döneminin bir bahar bayramı olarak
kutlanması yaygın hale gelmiştir. İşte bu bakımdan da diyoruz
ki:
Nevruz, bahar bayramıdır! Nevruz, küreselleşen ve giderek
bütünleşen dünyada Avrasya'nın ortak bayramıdır.
Kaynakça
l.www.bakupages.com/
23.01.03
2.www.alewiten.com/nevruzkavrami.htm#_ftnl
23.2003; Aşa 2000
3.
Aşa, Hatice Emeli; 2000. Türklerde Takvim Ihtiyacı ve Nevruz,
Yeni AvrasyaDergisi, Mart-Nisan.
4.
Seyidov. Mireli; 1990. Yaz Bayramı, Bakı, Gençlik.
5.Musaoğlu,Mehman;
2002, Türkolojinin Çeşitli Sorunları Üzerine Makalelerİncelemeler,
T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları Ankara.
6.Musaoglu.
Mehman :2002, Azerbaycan'da Nevruz Bayramı ( II Makale), Bllkent
Üniversitesi Bölge Ülkeleri Kurs Programları Direktörlüğü,
s 5-9
7.
Nevruz ve Renkler; 1996. Türk Dünyasında Nevruz İkinci Bilgi
Şöleni Bildirileri,Ankara,19-21 Mart 1996, Yayına Hazırlayanlar
rof Dr. Sadık Tural-Elmas Kılıç ,Ankara
*Kaynak:
TÜRKSOY Dergisi, Mayıs 2003
|