Karayusufoğullarından İbrahim
(Kaman Savcılı Ebeyit Köyünden)
Savcılı aşireti Gaziantep ve civarındaki büyük Türkmen teşekküllerinden biridir. XV. yüzyılın ortalarında bölge henüz Osmanlı idaresine girmeden önce Kuzey Suriye’de cereyan eden siyasi mücadelelerde Türkmen Savcı Bey oğullarından bahsedildiği gibi, XVI. Yüzyılda Antep yöresinde Bayındır Omağını idare eden Hüseyin Kethüda'nın oğlunun adı da Savcı idi. Savcılı aşireti adını bu oymak reisinin oğlundan almış olup, Savcılıların Bayındır boyundan oldukları bilinmektedir.
Antep, Kilis, Halep, Rakka yöresinde kışlayan ve Maraş yöresini yayla olarak kullandığı anlaşılan Savcılı Oymağı ile yukarıda sözü edilen Savcı Beğ oğulları ve Bayındır Oymağının reisi Hüseyin Kethüda'nın oğlu Savcı arasında yakınlık vardır.
Savcılı aşireti XVII. Yüzyılın sonuna kadar mühim bir teşekkül değildi. Gaziantep yöresine Orta Anadolu'dan gelen bu aşiret XVIII. Asırda oldukça büyümüş ve Gaziantep yöresindeki Savcılıların çoğunluğu il merkezine yerleşerek koca bir mahalleye ismini vermişlerdir ki, bugün bile o mahalle sakinlerinin çoğu Savcılı Aşiretine mensuptur. Şehre yerleşemeyen savcılılar ise Gaziantep'in bazı köylerine dağılmışlardır. Bugün Anadoluda 12 köy ve bir mahalle bu Türkmen aşiretinin adını taşımaktadır.
Savcılılar'ın soy olarak; Prof.Faruk Sümer'in Oğuzlar kitabında Hüseyin Kethüda oğlu Savcı Bey'den geldiği bildirilmektedir. Anadolu Celali hareketlerinde Avşarlarla beraber hareketlere katılmış olan Osmanlı Savcılılar'ı Sivas'ta iskana tabii tutmuş. Sivas'a gittiklerinde sürü halindeki develeri ve davarları Sivas'ın bağlarını bahçelerini bozmuş. Sivaslılar durumdan şikayetçi olmuş ve Viyana Kuşatması'nda Sadrazam'ın Türkmenler hakkındaki şikayeti üzerine bir kısmı buradan halen Suriye'de bulunan Raka'ya sürülmüş. Bir kısmı da Kırşehir taraflarına gelmiş. Raka'ya gittiklerinde Araplar ve Kürtlerle savaşarak oraya yerleşmişler. Savcılıların bir kolu Suriye tarafında Raka, Sucu, Halep gibi yerlerde halen yaşamaktadırlar.
1850-1870 Yılları arasında Kırşehir-Kaman-Savcılı Ebeyit Köyünden (Karayusufoğulları - Karayusuf Uluları lakabı ile anılan aileden) İbrahim Dedem, yanında 9 adet öküz veya camızı (bodusu) ile birlikte yola çıkarak, Ankara-Gölbaşı-Bezirhane Beldesine gelmiş, burada iç güveysi olarak evlenmiş, Ek’te bulunan şemadan da anlaşılacağı üzere, çocuklarından sonra torunlarının torunları ERGEN KABİLESİ’ni oluşturarak bu günlere gelmişlerdir.